Beşiktaş’ın Gol Ütopyası ve Rizespor’un Zaferi…
Bir tarafta Beşiktaş, hedef üçüncülüğü kapıp UEFA’ya kısa yol bileti almak, ama ne mümkün! İstanbullu çocukları birer Cristiano Ronaldo sandı, ama sahada orta karar futbol. Noel Baba’nın kızağı İstanbul’a kaydı, Rizespor 2-1’le çıktı kutudan! Turgay Demir, ‘Bir gol bin ayıp örter!’ diyerek tecrübeli futbol manifestosunu sunuverdi. Takımda golcü çıkmazsa, yiğidin harman olduğu sahalarda al sancak elden düşer mi düşer! Golcü lazım, ama öyle bir golcü ki, gelen her topu iki ayrı direğe adrese teslim yapmalı.
Beşiktaş defansına sesleniyorum: ‘Gömleğin önü akşamdan leke mi tutar, Rizespor geldiğinde yürek mi ağlatır?’ İlk yarıda bir isabetli şut, ikinci yarıda sevinç yanlışı! Mustafa Çulcu’nun dertleri büyük, “Rafa’nın oyuna girememesi kötü, yoksa Beşiktaş gol yapar giderdi,” diyor. Lakin Rizespor’un kontrataklarla kurduğu savunma matematiği, Beşiktaş’ı Messi’nin sol ayağı misali döndürüp durdu. Hele ki Olawoyin sahada bir penaltı dalgası kadar kıvraktı, izole etti Beşiktaş’ı.
Maçın sonunda Rize’den gelen galibiyet golü, adeta beklenmedik bir komedi filminde çıkagelen adam misali herkesi şaşkına çevirdi! Trabzon’dan gelen beraberlik anonsu ise Beşiktaş taraftarını hayaller alemine sürükledi ama işte tam o anda, Rizespor ‘pat’ diye fişi çekiverdi. Hakem Halil Umut Meler de tüy, kart doğruluğu sanatıyla sahanın ilginç davulcusu oldu. Sahi, koca sezonu böyle bitirmek insanın içine dert olmaz mı?