Shakhtar Maçı Sonrası Dedikodular Uzadı, Gitti!…

Beşiktaş, sahaya çıktı ama sahada mı kaldı derseniz, işte orası biraz muamma! Sinan Vardar, Beşiktaş’ın maçın başından itibaren tur atlaması için resmen mucizeler orkestrasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Golü yiyen Beşiktaş, Santana tarafından sahada resmen kabus gibi izlendi. Abe’nin penaltı golü, Beşiktaş’ın “İşte geri döndük!” demesine yetmediyse de biraz umut verdi, ama sonra bir “puffff” sesi duyuldu ve o umut uçup gitti. Bu arada Abe’ye de sahada penaltıdan gol atan ama “Beşiktaş’ı sırtlar mı, sırtlamaz mı?” diye düşündüren oyuncu rolü biçilmiş.

Turgay Demir, Ole Gunnar Solskjær’in takımını resmen Akbil’le çalıştırdığını söyledi! Orta sahayı bırakan Gedson’un yanından rüzgar gibi geçen toplar, adeta “uzaya çıkacak roket” gibi yok oldu. Arkadaşlar, Shakhtar akıllı oynadı, tempoyu kendine göre ayarlayıp tıpkı ruhsal denge gibi Beşiktaş’ı bir aşağı bir yukarı çekti. Takımda savunma yok, sağ kanatta ise futbol aklı olmayan bir Rashica var; hadi bakalım buyurun cenaze namazına!

Mustafa Çulcu da Solskjær’e yangına körükle gitmeden duramamış. Zaten “hadi savunma hataları” demiş, bir de yaşlı kurt olan Bulgar hakem Kabakov’un son anlarda sahanın ruhunu çözemediğini eklemiş. Elbet bir gün herkes doğru yolu bulacak ama Beşiktaş’ın bu sene o gün bu gün değil kardeşim. Gözyaşları, kaçan şutlar, kaçan pozisyonlar… Tüm bunların üzerine bir de Bursa Kasırgası gelirse takım adını “Bezgin Kartallar” olarak değiştirsin derim!